"Velev ki Tüketicisin!"

Bu ayki yazımızda, okurunu bazen kahkahalarla güldüren bazen de acı acı gülümseten Gülse Birsel'in, yayınlanmasının üzerinden neredeyse yedi yıl geçen ama hala taze "Velev ki ciddiyim!" adlı kitabından "tüketici olmak"la ilgili kısa alıntılar paylaşacağız. Ara sıra gülmek de gerekiyor. Kitabın arka kapağında da denildiği gibi "Mizah en iyi silah, en iyi ilaç..." Ayrıca, yalnız bu bölümleri değil, kitabın tamamını okumanızı tavsiye ederiz.

Kitabın Ön Kapağı

Sayfa 136'dan:
     Ambalaj konusundaki dâhice fikirlerden biri sürpriz yumurtadır. Düşünsenize, aslında sattığın plastik, saçma sapan bir oyuncak, ama ambalajın saf çikolatadan yapılmış! Kim hayır diyebilir? Tek ve dev bir hatayla: Ürünün ismi! "Sürpriz yumurta" büyükler için cazip olabilir ama ya hedef kitle, yani çocuklar?
     Çocuğun hayal dünyasında sınır yoktur ki. Hayatı masallar, oyuncaklar, bilimkurgu diziler ve çizgi filmlerle geçen çocuk "sürpriz yumurta" dendiğinde yumurtanın içinden dev, peri, uçan araba, yüzen şato, en kötü ihtimalle hazine sandığı çıkmasını bekler haklı olarak! Bunların yerine plastik kamyon çıktığında sabaha kadar ağlarsa hiç şaşırmayın, ambalaj hatasından!
Sayfa 140'tan:
    Üçüncü denediğim markanın sedan tipi otomobili, beklentilerimi karşıladı. Tam iş ciddiye bindi ki, istediğim "gece karanlığında istridye gölgesi mavisi" renginden bulunmadığı, getirtilmesinin ise birkaç ay süreceği ortaya çıktı! Her şeyden vazgeçebilirdim ama istediğim renkten asla! Bir arabanın benzin deposu olmayabilir, ama rengi kötüyse, orada dur!
    Derken, yarı cip olan modelde karar kıldım!
    Konuşmalar yapıldı, teklif geldi.
    Faksta "120.000 euro" yazıyordu! Yazıyla yüz yirmi bin avro!
    Yarı Cipimle olan ilişkimi o an bitirdim ve o parayla araba yerine yazlık ev alabileceğimi iddia eden söylenmelerle faksı buruşturup attım!
    Ertesi gün bir sanatçı arkadaşımın o arabadan aldığı haberi çıktı gazetede!
    Gerçekten cimri miyim şeklinde düşüncelere gark olmuşken ve başka markaların sitelerine girip araba beğenmeye çalışırken, tiptronik, quattro, önden çekişli, arkadan itişli, cruise control, navigasyon filan gibi kelimelerin arasında boğulmuş, çığlık atmak üzereyken, dedim ki kendi kendime, "Param cebimde kalsın!"
    Beğendiğim arabanın tam onda biri fiyatına aldığım mütevazı otomobilim var. Klimalı, dizel, gaza basınca yürüyor, frene basınca duruyor, ferah, ayrıca park ederken bir arabaya çok yaklaştığında "biiip biiip" diye uyarıyor, ki, bu özelliğin de havalı bir ismi vardır kesin!
    Ona ihanet etmeyeceğim.
    Cimri miyim? Otomotiv konusunda evet!
    Yoksa gönlüm zengindir!
Sayfa 150'den:
     Yatırım konusundaki makus talihim peşimi bu defa da bırakmadı!
     Daha önce bir kere yazmıştım: "Köşeyi dönmek isteyen benim ekonomik seçimlerimi, paramı nereye yatırdığımı takip eder ve hemen tam aksini yapar," diye!
     Ben dolara mı yatırım yapıyorum? Bilin ki Amerikan ekonomisi tarihinin en acılı günleriyle karşılaşacak, dolar dramatik biçimde düşecektir!
     Haddim olmayarak borsada bir şirkete yatırım mı yaptım, o şirket geleceğinden endişe etsin!
     Avrolarımı bozup mevduat faizine mi girdim? Bilin ki avro füze gibi yükselecektir birkaç gün içinde!
     Hatta son krizde avro ve altının sebebi anlaşılamayan biçimde artmasının ve dünya borsalarının çökmesinin nedeni de ben olabilirim diye düşünüyorum! Zira iki gün önce var olan bütün dolar ve altınımı bozup, nedense, sanki çok anlarmışım gibi borsaya girmiştim!
     Teorim, ünlü ekonomist Murat Sertel'in ruhunun benimle dalga geçtiğidir!

NOT: Referans gösterilen sayfa numaraları, aşağıda künyesi verilen baskıya atıf yapmaktadır.
  • KİTABIN KÜNYESİ: Turkuvaz Kitap, Aralık 2009, 214 sf.