Bölüm 4: Tüketici Mahkemesinde İtiraz

Posted by Alican Sadıç on Pazartesi, Mayıs 18, 2015 with No comments

Önceki yazımızda tüketici hakem heyetinin kararı detaylıca açıklanmıştı.

Bu karardan sonra başvurusu olumsuz sonuçlanan tüketiciler isterlerse basit bir dava dilekçesiyle mahkemede bu karara itiraz edebilirler. ("Heyetin kararına nasıl itiraz edilir?" başlıklı yazımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.) Neticede hakem heyetinin kararı her şeyin sonu değil. Heyete başvuru yalnızca yasal bir zorunluluktur, asıl mercî ise tüketici mahkemeleridir. Bu yazıların devamında doğrudan doğruya bu konudan bahsedilmeyecek olsa da bu bedelin hukukî mesnetsizliğine ilişkin buradaki teorik bilgilerden ve açıklamalardan yararlanarak dava dilekçenizi oluşturabilirsiniz. Bu şekilde yapılan itiraz sonucunda verilmiş bir gerekçeli kararı örnek olması için burada paylaşıyoruz. Dava dilekçenize emsal karar olarak ekleyebilirsiniz. Ancak itiraz ederken sizin hakkınızda verilecek mahkeme kararının kesin yani temyiz yolu kapalı olduğunu lütfen unutmayınız.

Başvurunuz olumlu sonuçlandığında ise iki ihtimalden bahsetmiştik. İyi ihtimal: banka itiraz etmeden karara uyarsa paranıza hemen kavuşacaksınız ve bu yazı dizisini okumaya devam etmenize de gerek kalmayacak! Ancak kötü ihtimal olursa yani elinize bankanın karara itiraz ettiğini söyleyen bir kağıt ulaşırsa kendinizi bir anda davalı konumunda bulabilirsiniz. İşte bu yazıda mahkeme aşamasına dair bilgilere ulaşacaksınız.

Ama önce şu soruyu soralım:
Bankalar müşterilerini neden mahkemeye veriyor?
Cevaplayalım:
Çünkü onlar her halükarda kârlı çıkıyorlar da ondan.
Şöyle açıklayalım:
Hakem heyetine bu konuyla ilgili hiç şikayette bulunmayan bir müşteri üzerinden bankalar doğrudan doğruya haksız kazanç elde ediyorlar. Ancak heyete başvuran ve başvurusu olumlu sonuçlanan bir müşteri, hakkını aramakla bankaları bir külfete sokmuş oluyor. Bankalara tanınan itiraz yolu ise somut olayı bir üst merciye taşımak suretiyle onlara yeni bir kurtuluş şansı tanımış oluyor. Eğer davayı kazanırlarsa heyetin kararına göre ödemekle yükümlü oldukları borçtan kurtulmuş olacaklar; davayı kaybederlerse de zaten ödemek zorunda oldukları bir parayı ödeyecekler! Yani dava açıp kaybettiler diye ek bir ödeme yapmayacaklar, heyet kararını aynen uygulayacaklar. Anlayacağınız bu, bankalar için tam bir "taş atıp kolu yorulmama" durumu! Aynı zamanda dava açmak onlara ek zaman da kazandırmakta. Türkiye'de yargının ağır işlemesi, davaların geç sonuçlanması göz önüne alındığında bu ek zamanın hiç de küçümsenmeyecek bir süre olduğunu da belirtelim. Kısacası; siz hakkınız olan parayı hem daha geç alacaksınız, hem de bankayla davalık olmanın stresini yaşayacaksınız ancak banka itirazı sonucunda sadece "zaten uygulaması gereken" heyet kararını uygulamaya mahkum edilecek. O da mahkeme bankayı haklı bulup heyetin kararını iptal etmezse! Artık bu sistem, bankaların tek taraflı olarak borç kaydedip bunu müşterilerinden tahsil edip ses çıkarmayanların paralarına konarak, ses çıkaran milyonlarca insanın paralarını da aylarca karşılıksız şekilde değerlendirdikten sonra istemeye istemeye iade etmek zorunda kalmasına döndü. Bunun adaletle, akılla, mantıkla bağdaşır yanı yok!

Lafı daha fazla uzatmadan davanın gidişatına geçersek;
Tensip tutanağının tarafınıza tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde sizden bir cevap dilekçesi yazmanız istenir. Olaya dair açıklamalarınızın olduğu, daha çok bu bedelin hukukî dayanaksızlığına ilişkin görüşlerinizi dile getirdiğiniz ve varsa delillerinizi de eklediğiniz bir dilekçe, cevap dilekçesi yerine geçecektir. Aslında bu dilekçeyi vermek zorunlu değil! Ancak daha sonra pişmanlık yaşamamak için size tanınan kendinizi ifade etme hakkını kullanmanız önemli. Bir sonraki yazımızda sizin de apaçık göreceğiniz gibi bankaların iddiaları çarpıtmalarla ve yanlışlarla dolu. Bu yanlışları ve çarpıtmaları tespit edip mahkemeye sunmazsanız haklıyken haksız duruma düşebilirsiniz. Ayrıca davanızı görecek hakim açısından da dilekçeniz önemli olabilir. Çünkü hakim, sizin konuyu umursamadığınızı düşünürse bu davayı aleyhinize sonuçlandırabilir. Bu aşamada size verilen iki haftalık süre, kesin süredir. Yani verilen süre içinde gerekeni yapmazsanız daha sonra delil ve cevap sunma hakkınız olmayacak!

Tutanağın elinize geçmesiyle birlikte e-devlet adlı resmî siteden adınıza açılmış bu davayı kontrol edebilirsiniz. Siteye şifre kullanarak girmeniz halinde yalnızca davanın taraflarını ve varsa duruşma tarihlerini takip edebiliyorsunuz. Ancak mobil imza veya e-imza gibi gelişmiş güvenlik seçenekleriyle girdiğiniz takdirde dava dosyasının tamamına ulaşabilmektesiniz. Her ne kadar bu dava için gerek olmasa da başka önemli davalarınızda dosyanın içeriğini görmek isterseniz bu seçenekleri kullanabilirsiniz.

Mahkemeden gelen tensip tutanağının ekinde bankanın dava dilekçesi de bulunacaktır. Bu tür dava dilekçelerinin bir örneğine şuradan ulaşabilirsiniz. Muhtemelen size gelen dilekçede de benzer ifadeler olacaktır. Banka avukatları ne kadar savunursa savunsun bu bedelin hukuken dayanaksız olduğunu yazıların devamında açıklayacağız. Bu açıklamalarımızda mümkün olduğu kadar teorik, sistematik bilgiler vermeye çalışacağız.

➤ Okuyucular açıklamaları okuyup BURADAN indireceği boş dava cevap dilekçesini kendine uygun bilgiler ve açıklamalarla doldurmalıdır. Örnek dilekçede size yazılmış "NOT"lar ve sizin doldurmanız için bırakılmış boşluklar mevcut. Dilekçeyi baştan sona okuyun ve daha sonra bu not ve açıklamaları silin. Dilekçenizi sadece kendi somut olayınıza uygun şekilde doldurunuz. Sizinle ilgili olmayan ifade ve açıklamaları dilekçeden çıkartın. Unutmayınız ki okumadan mahkemeye sunduğunuz her ifade, daha sonra sizi zor durumda bırakabilir. Bu yazı dizisinde sizin olayınıza uygun açıklamalar mutlaka bulacaksınız. Dilekçenizi işte bu uygun açıklamalarla doldurmalısınız. Dilekçenizde tensip tutanağından ulaşabileceğiniz şu iki bilgiyi belirtmeyi özellikle unutmayınız:
- Dilekçenin en üstüne mahkemenin tam adını yazınız.
- Dosyanın esas numarasını ilgili bölüme yazınız. Bu numara davanın açıldığı yıl ile başlayan ve sizin davanıza özel olarak verilen bir numaradır.

Dilekçedeki olaylar ve açıklamalar kısımlarına kendi olayınıza uygun başka yazılar da ekleyebilirsiniz. Örneğin benim tanık olduğum bir olayda banka, on yıllık aidatların iadesini içeren karara itiraz ederken; sadece bir yıllık aidatın iadesini içeren bir başka kararı ise derhal yerine getirdi. Tarafları ve konusu aynı olan, aynı hükme bağlanan kararların birinde haksız olduğunu kabul edip diğerinde ise etmeyerek direnen bankanın tutarlı bir davranış sergilediğini söylemek mümkün değildir. Bu nedenle dava devam ederken ikinci karar gereğince bankanın yaptığı ödemeyi gösteren ibranamenin bir fotokopisi mahkemeye delil olarak sunuldu. Bu delil, aynı bankanın aynı konuyla ilgili tüketici lehine verilen bir diğer kararı hiç itiraz etmeden yerine getirdiğini mahkemeye göstermiştir.

Deliller kısmına yazdığınız her şeyi dilekçe ekinde sunmayabilirsiniz. Zira mahkeme de hakem heyetinden ilgili dosyanın bir bütün halinde celbini isteyecektir. Yahut da o delil sizden önce davacı tarafından zaten mahkemeye sunulmuş olabilir. Mesela, söz konusu hakem heyeti kararı bankanın itiraz dilekçesi ile birlikte zaten mahkeme dosyasına girmiş olacaktır. Aynı belgeyi dosyaya tekrar koymak gereksizdir. Ancak bu kararın sizin delilleriniz arasında da ismen sayılması önemlidir.

Bankaya başvuru yaptığınıza dair elinizde bulunan bir belgeyi ekleyebilirsiniz. Çünkü banka sizi bu bedele daha önce hiç itiraz etmemekle suçlayacaktır. Sunacağınız posta alındısı, faks gönderildi raporu gibi evraklar bu ithama bir cevap niteliğindedir.

Dilekçeye bazı emsal kararları ekleyebilirsiniz. Fakat dilekçenize örnek vermek amacıyla yazdığınız her kararın bir örneğini eklemek son derece lüzumsuzdur. Yukarıda da paylaştığım örnek bir mahkeme kararına şuradan ulaşabilirsiniz. Ayrıca on yıllık bedel iadesi almak istiyorsanız buradaki  Yargıtay kararını da eklemeniz yerinde olacaktır.

Tüm bu işlemleri tamamladıktan sonra davaya cevap dilekçesi ve eklerini, davalı olduğunuz mahkemenin kalemine ya da adliyede bu iş için görevlendirilmiş büroya elden teslim etmelisiniz. Bunu da yaptıktan sonra beklemekten başka yapacak bir işiniz kalmıyor. Davanız duruşma yapılmaksızın evrak üzerinden incelenecekse karar, evinize tebligat olarak gönderilecektir. Mahkemenin gerekçeli kararının hüküm (son) kısmında, "davacı banka tarafından açılan davanın (yapılan itirazın) reddine"  veya "tüketici hakem heyeti kararının onanmasına" şeklinde ifadelerin olması artık bu davanın kesin (yani yargı yolu kapalı) olarak sizin lehinize sonuçlandığını anlatmaktadır. Dava lehinize sonuçlandıysa hemen banka şubesine gidip paranızı talep edebilirsiniz. Paranın iade süreciyle ve bu süreçte imzalayacağınız ibranameyle veya ilamlı icrayla ilgili olarak bir önceki yazıda yaptığım açıklamalar işinize yarayabilir.

Bundan sonraki yazılar, kredi kartı üyelik bedelinin hukuken hiçbir dayanağı olmadığını açık kanıtlarla ifade edecektir. Bankaların iddiaları tek tek yanıtlanacaktır. Bir sonraki yazımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.